İshak Bey Camisi (Selçuk)
İzmir
ili Selçuk ilçesinde, Aydın-İzmir yolu kavşağında bulunan bu caminin
yapım tarihi kesinlik kazanamamıştır. Bununla beraber yapı üslubundan
XIV. yüzyılın başlarında Aydınoğulları döneminde yapıldığı
sanılmaktadır. Oldukça harap olan bu cami İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü
tarafından 2005–2006 yılında onarılarak ibadete açılmıştır.
Cami
kesme taştan tuğla hatıllı, kare planlıdır. İbadet mekânının üzeri
sekizgen kasnaklı kiremitli bir kubbe ile örtülüdür. İbadet mekânının
iki yan duvarında altlı üstlü birer pencere ile aydınlatılmıştır. Mihrap
yuvarlak bir niş şeklinde olup, dışarıya dikdörtgen çıkıntı yapmıştır.
Caminin son cemaat yeri sonradan eklenmiştir.
Cami
içerisinde bezeme elemanına rastlanmamıştır. Caminin yanındaki minaresi
yapıdan ayrı olup, dikdörtgen taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli ve tek
şerefelidir. Şerefe altında dönemine uygun mukarnaslar görülmektedir.
İsa Bey Camisi (Selçuk)
İzmir
ili Selçuk ilçesinde, Ayasuluk Kalesi ile St. John Kilisesi’nin
bulunduğu tepenin batı yamacında olan bu cami, kapı üzerindeki
kitabesinden öğrenildiğine göre h.776 (1375) tarihinde Aydınoğlu İsa Bey
tarafından yaptırılmıştır. Mimarı Ali Bin Müşeymeş ed-Dımışki’dir.
Aydınoğlu İsa Bey’in vakfiyesi günümüze gelemediğinden bu cami ile
ilgili bilgiler eski gezginlerin yazdıklarından öğrenilmektedir. Evliya
Çelebi bu yapıdan söz ederken kitabesini de kaydetmiştir.
Kitabe:
“Rahman
ve Rahim olan Allah’ın adıyla bu mübarek caminin inşa edilmesini büyük
sultan, Millet fertlerinin maliki, İslam’ın ve Müslümanların sultanı,
Devletin, dinin ve dünyanın medarı iftiharı Aydınoğlu Mehmet oğlu İsa
emretti. Tanrı mülkünü ebedi kılsın. Ali İbni Dımışki yaptı ve bunu
Şevval ayının 9’unda ve 776 (1375) senesinde yazdı”.
Cami
Selçuk’un (Ayasuluk) Osmanlı yönetimine girmesinden sonra önemini
yitirmiş ve cami de kendi haline terk edilmiştir. Zamanla harap olan bu
yapı XIX. yüzyılın sonlarında çok bakımsız duruma gelmiştir. XIX.
yüzyılın sonlarında bir süre kervansaray olarak kullanılmış, bu sırada
da yapıda bir takım değişiklikler meydana gelmiştir. Örneğin; güney
duvarındaki mihrap sökülmüş ve yerine bir kapı açılmıştır. XIX. yüzyılın
sonlarında kırılan, parçalanan mihrabın üst kısmı İzmir Kestanepazarı
Camisi’ne götürülmüş ve oradaki mihrabın üzerine yerleştirilmiştir.
Mihrap üzerindeki kitabe frizi de yine İzmir’e götürülmüştür. Ayrıca
kuzey ve doğu yönlerindeki kapılardan kitabeler başta olmak üzere mimari
parçaları da yerlerinden sökülmüştür. Bu kapıların kitabelerin XIX.
yüzyılın sonlarında İzmir’e götürüldüğü kaynaklardan öğrenilmektedir.
Yalnızca doğu kapısındaki kitabe Çorapkapı Camisi’nin mihrabı üzerine,
kuzey kapısı üzerindeki kitabe de Kestanepazarı Camisi’nin son cemaat
yerindeki pencere üzerine yerleştirilmiştir.
İsa
Bey Camisi Avusturya Arkeoloji Enstitüsü’nün Efes’te yaptığı kazı
çalışmaları sırasında G.Niemann 1895’te bu yapıyı da incelemiş ve küçük
çapta da olsa düzenleme çalışmaları yapılmıştır. Sonraki yıllarda Milli
Eğitim Bakanlığı ve İzmir Vakıflar Müdürlüğü 1934 yılında ortaklaşa bir
restorasyon çalışması yapmıştır. 1988 yılında ise Vakıflar Genel
Müdürlüğü yapıyı bir kez daha restore etmiş ve düzenlemiştir.
Yapının
bulunduğu alanın bir yamaçta olması, kuzey ve doğu cephelerini büyük
ölçüde etkilemiştir. Bu nedenle de kuzey ve doğu cephelerinde çok az
sayıda pencere açılmıştır. Ancak yapının anıtsal görünümü düz bir
arazide bulunan güney ve batı cephelerinde açıkça görülmektedir. Batı
cephesinde diğer cephelerdeki kesme taş, kireç taşı ve devşirme malzeme
uygulanmamış, bütün yüzey düzgün devşirme bloklarla kaplanmıştır. Bezeme
yönünden de bu cephe diğerlerinden daha farklı görünümdedir.
Cami
enine gelişen iki nefli bir ibadet mekânı ile buna kuzey yönünde
eklenen revaklı bir avludan meydana gelmiştir. Batı cephesinde cami ile
avlu duvarlarının birleştiği noktada anıtsal bir giriş kapısı
bulunmaktadır. Kapının iki yanında, zemin kısmında sıra halinde nişler
görülmektedir. Günümüzde camekânla kapatılan bu nişlerin aslında aptes
alma muslukları olarak kullanıldıkları sanılmaktadır. Bu nişlerin
üzerinde bulunan pencereler iki sıra halinde tüm cepheyi kaplamaktadır.
Böylece yapıya, alt sırada nişler, üst sırada da pencerelerle cephe üçlü
bir görünüm verilmiştir. Buradan iki yandaki merdivenlerle çıkılan
mermerden bir taç kapı yer almaktadır. Bunun üzerine de günümüzde
şerefeden yukarısı yıkılmış olan minare yerleştirilmiştir. Doğu
kapısının üzerinde de bu minarenin bir benzerine yer verilmiştir. Ancak
bu minare günümüze ulaşamamış, XVII. Yüzyıldaki gravürlerde de
görülmemektedir.
Giriş kapısından
dikdörtgen planlı, ortasında sekizgen bir havuz olan avluya
girilmektedir. Avlunun üç yönden revakla kuşatıldığı günümüze gelebilen
izlerden anlaşılmaktadır. Antik yapılardan buraya getirilmiş 12 sütun bu
bölümün revaklarla kuşatıldığının kanıtıdır. Geniş kemerlerle birbirine
bağlanan bu sütunlar ve duvarlardaki konsollar, tuğla kemer izleri,
revaklarının üzerinin örtülü olduğunu da göstermektedir.
Caminin
ibadet mekânı 18.00x48.00 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı olup,
ortasındaki sekizer metre aralıklarla dizilmiş dört granit sütunla iki
eşit sahna ayrılmıştır. Bunlar mihrap yönünde dik bir sahınla (transept)
kesilmiş ve ortaya çıkan birbirine eşit iki mekân yan yana 9.00 m.
çapında yüksek kasnaklı birer kubbe ile örtülmüştür. Sekizgen kasnaklı
olan bu kubbelerden birincisine Türk üçgenleri ile diğerine de
pandantiflerle geçilmiştir. Buradaki büyük sütunların antik limanın
yanındaki hamamdan getirildiği sanılmaktadır. Bu kubbelerin dışında
kalan bölümler çift meyilli çatılarla örtülmüştür.
İsa
Bey Camisi Aydınoğulları dönemini yansıtan mimarisinin yanı sıra
bezemeleri ile de dikkati çekmektedir. Batı cephesindeki pencere ve
giriş kapısı üzerinde zengin ve renkli taş bezemelerle
karşılaşılmaktadır. Ayrıca pencerelerde geçme örnekleri ile düğümlü
geçmeler birlikte kullanılmıştır. İbadet mekânında mihrap önü kubbesi
mozaik çini tekniğinde yapılmış pandantifleri firuze, kahverengi ve koyu
mavi renkte çinilerle kaplanmıştır. Bu çinilerin arasına tuğlaların
yardımı ile altı köşeli yıldızlar ve altıgenlerden meydana gelen
geometrik bir bezeme meydana getirilmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder