Günümüzde Buca Lisesi’nin bir bölümünü oluşturmaktadır.
Buca’nın
en eski yapılarından olan De Jongh Malikânesinin 1800’lü yıllarda
yapıldığı sanılmaktadır. Malikâneyi yaptıran De Jongh ailesi XX.
yüzyılın başlarında Buca’dan ayrılmış ve malikâneyi de bir İtalyan
işadamına satmıştır. Bundan sonra bahçesi bir süre İzmir’de
Levantenlerin kurduğu Tenis kulübünün kortlarına dönüşmüştür. Daha
sonraları yapılan eklerle sanatoryum olarak kullanılmıştır.
Yapı
kesme taş, moloz taş ve tuğladan dikdörtgen planlı bir yapı olup, üzeri
ahşap çatı ile örtülüdür. Tek katlı yapının altında dışa pencerelerle
açılmış olan bir bodrumu bulunmaktadır. Yapının cephesi sütunlu bir
revak şeklindedir. Zemin katın üzerinde aynı plan düzeninde bir de çatı
katı eklenmiştir. Günümüzde Sosyal Sigortalar Kurumu mülkiyetindedir.
Buca’dak,
Gavrili Konağı’nı Mimar Vafiyedis XIX. yüzyılın ikinci yarısında
yapmıştır. Yakın zamanlara kadar Pengelli ailesinin yaşadığı bu konak
moloz taş ve tuğladan dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır. Cephesi
tuğla frizler, pencere üzerlerindeki yarım daire kemer ve alınlıklarla
hareketlendirilmiştir. Ayrıca cephenin ortası üçgen bir alınlıkla sona
erdirilmiştir. Üzeri ahşap çatı ile örtülü olan konağın kemer
alınlıklarında ve pencere altlarına rozetler yerleştirilmiştir.
XIX.
yüzyıl sonu ile XX. yüzyılın başında Russo Köşkü ise diğer yapılardan
farklı bir mimari özellik yansıtmaktadır. Bu köşkte değişik mimari
formlar ve motifler kullanılmıştır. İki katlı olan köşkün kısa kenarı
üçgen alınlıkla sona ermekte olup, üzeri ahşap çatı ile örtülüdür. Evin
sokağa bakan yan cephesi dışarı çıkıntılı, çatıya kadar yükselen cumba
şeklindedir. Ayrıca kısa kenarın bir köşesine camekânlı balkon şeklinde
bir başka cumba yerleştirilmiştir.
Buca’da
Levantenlere ait malikâneler arasında en dikkat çekici örneklerden biri
olan Forbes Malikânesinin 1908 yılında yaptırıldığı sanılmaktadır.
Yapımından bir yıl sonra yanan malikâne 1910 yılında yeniden
yapılmıştır. Forbes ailesinin buradan ayrılmasından sonra Whittall
ailesi bu köşkte yaşamıştır.
Köşk
kesme taş ve tuğladan dikdörtgen planlı olup, iki katlı olarak
yapılmıştır. Giriş dört sütunun taşıdığı üçgen bir alınlık ile
gösterişli bir konumdadır. Bunun yanında dikdörtgen planlı üç katlı kule
şeklinde bir bölüm bulunmaktadır. Alt kattaki bölüm sağır nişli olup,
üzerindeki iki bölüm dışarıya taşırılmış kornişlerle birbirlerinden
ayrılmıştır. İnce uzun pencereleri ile cephesi oldukça
hareketlendirilmiş, adeta küçük bir saray görünümünü almıştır.
Ormanlık bir tepe üzerinde bulunan köşk günümüzde SSK Hastane içerisinde iyi bir durumdadır.
XIX.
yüzyılda yapılmış olan, Buca eşrafından Davut Farkoh’un Konağı
dikdörtgen planlı, iki katlı İstanbul’daki konaklara benzer şekilde,
karnıyarık plan türünde yapılmıştır. Ortadaki sofa etrafında odalar
simetrik olarak sıralanmıştır. Cephe görünümünde üç kemerli ana girişi
ile dikkati çekmektedir. Girişin üzerinde yine üç kemerli olarak bir
balkona yer verilmiştir. Cephedeki pencereler ince uzun dikdörtgen
söveli olup, yalnızca kemerli balkon içerisindeki pencereler yuvarlak
kemerlidir.
Buca Belediyesi’nin
hizmet binası olarak kullanılan bu konak günümüzde Buca Belediyesi
Kültür Sanat Merkezi ve Kütüphane olarak kullanılmaktadır.
Buca’daki
Papazlar Okulu’nun yapım tarihi ile ilgili herhangi bir bilgi
bulunmamaktadır. Bununla beraber yapı üslubundan XIX. yüzyılın
sonlarında veya XX. yüzyılın başlarında yapıldığı sanılmaktadır.
İki
katlı olan bu yapı üç bölümden meydana gelmiş, bölümler birbirlerinden
kornişlerle ve silmelerle ayrılmıştır. İç plan düzeninde ise, sofaların
çevresindeki koridorlara odalar yerleştirilmiştir. Moloz taş ve tuğladan
yapılmış olan bina ahşap kırma çatı ile örtülüdür.
Buca’da
zeytinlik alanda bulunan, günümüzde şehir içerisinde kalan
Levantenlerden Hacı Andoniyadis’e ait olan kule evin ilginç bir mimarisi
vardır. Halk arasında bu yapıya Kız Kulesi ismi verilmiştir. Geniş bir
taban üzerine oturtulmuş, moloz taş ve tuğladan yapılmış konik formdaki
bu yapının üst kısmına dıştan bir merdivenle çıkılmaktadır. Bunun
üzerinde yuvarlak balkonu andıran bir teras ve konik bir çatı ile örtülü
olduğu izlerden anlaşılmaktadır. Bu yapı Buca’nın kendine özgü mimari
örneklerinden birisidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder