Foça Evleri
İzmir
ili ilçelerinden Foça’daki ilk yerleşim MÖ. VI. yüzyılda başlamış,
Klasik, Helenistik, Pers egemenliği, Makedonya Krallığı, Roma ve Bizans
dönemlerinden sonra XIII. yüzyılda Çaka Bey tarafından Selçuklu
topraklarına katılmıştır. Beylikler döneminde Saruhan Beyliği
yönetiminde kalan bu bölgeyi Fatih Sultan Mehmet 1455’te Osmanlı
topraklarına katmıştır.
Foça
1867’de Manisa eyaletine bağlanmış, 15 Mayıs 1919–11 Eylül 1922’ye kadar
Yunanlıların işgali altında kalmış, 11 Eylül 1922’de de Türkiye
Cumhuriyeti tarafından işgalden kurtarılmıştır. Bu dönemde yapılan sivil
mimari örneklerinden bazıları günümüze kadar gelebilmiştir.
Foça’da
Prof.Dr.Ömer Özyiğit’in yapmış olduğu kazılarda Arkaik, Klasik,
Helenistik ve Roma dönemlerine ait yerleşimler ortaya çıkarılmıştır.
Bunların arasında MS. IV. Yüzyıl sonu ile V. Yüzyıl başlarına tarihlenen
Roma dönemine ait bir villanın taban mozaikleri ortaya çıkarılmıştır.
Günümüzde bu mozaik İzmir Arkeoloji Müzesinde teşhir edilmektedir. Bunun
yanı sıra Roma dönemine ait çeşitli yapıların temel kalıntıları da
ortaya çıkarılmıştır.
Foça’da
günümüze gelebilen sivil mimari örnekleri XIX. yüzyılın ikinci yarısına
aittir. Osmanlı döneminden günümüze gelebilen evler deniz kıyısı ile
arkasındaki yamaçlara kadar yayılmıştır. Bunlar bitişik düzende veya tek
ev olarak bahçe içerisinde yapılmış evlerdir. Ayrıca Kule Evler diye
tabir edilen evlere de rastlanmaktadır.
Yöredeki
yerleşim toplu durumda veya dağınık olarak yapılmışlardır. Bazılarının
yükseklikleri cephe genişliğinden daha fazla olmasından ötürü de Kule Ev
olarak isimlendirilmişlerdir. Bitişik düzende yapılan evler sokağın iki
yanında, karşılıklı olarak yapılmıştır. Bu tür evlerde ön bahçeler
olmadığı gibi yapılar doğrudan doğruya sokağa açılmaktadırlar. Tek ev
olarak isimlendirilen sivil mimari örnekleri ise geniş bir bahçe
ortasında yer almıştır.
Evlerde
yapı malzemesi olarak temellerde taş, üst katlarda da hımış kâgir ve
ahşap kullanılmıştır. Bazı Rum evleri ise kâgir ve taş yapılardır. Bütün
bu evlerin üzerleri ahşap çatı ile örtülüdür. Evlerin giriş katlarında
mutfak, kiler ve depo gibi birimlere yer verilmiştir. Buradaki bir
taşlıktan çıkılan merdivenle de karnıyarık düzeninde, sofanın çevresinde
odalar sıralanmıştır. Bu odaların cepheye bakan kısmında çıkmalara
oturtulmuş şahniş ve balkonlar dikkati çekmektedir. İlk bezemede ahşaba
geniş yer verilmiştir. Ayrıca tavanlar, kapılar, yüklük ve dolap
kapakları çeşitli motiflerle bezenmiştir.
Foça’da
günümüze gelebilen sivil mimari örneklerinin en önemlilerinin başında
Ağalar Konağı gelmektedir. Ancak 1992 yılında geçirdiği yangın sonucunda
büyük ölçüde tahrip olmuştur. Atatürk 1933 yılında Foça’ya geldiğinde
bu konakta kalmıştır.
Ağalar
Konağı yığma taş zemin üzerine ahşap karkaslı olarak yapılmıştır. Dış
görünüşü ile Batı Anadolu’da sık sık uygulanan Sakız Tipi ev
özelliklerini taşımaktadır. İki katlı olan bu konağın ikinci katı
çıkmalarla dışarıya taşırılmış ve buraya başodalar yerleştirilmiştir. Bu
odaları taş destekler taşımaktadır.
Foça’da
günümüze gelebilen ve iyi korunmuş üç yel değirmeni bulunmaktadır.
Antik Çağdaki Kyble Kutsal alanının bulunduğu yerdeki bu yel
değirmenleri XVIII.-XIX. yüzyıllara tarihlendirilmektedir
Çeşme Evleri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder