Pages

Subscribe:

Ads 468x60px

5 Ocak 2013 Cumartesi

İzmir İli Tarihi Eserleri 18

Çeşme Evleri
Çeşme evleri deniz kıyısında, Çeşme Kalesi’nin arkasına doğru uzanan alanda ve denize karşı sıralanmışlardır. Bu evler XIX. yüzyılın başlarından günümüze kadar gelebilmiş örneklerdir. Evlerin en başta gelen özellikleri ön bahçeleri olmayan ve bitişik düzende yapılmış olmalarıdır. Bu evlerde kapılar doğrudan doğruya önlerinden geçen sokağa açılmaktadır. Zemin katta sokağa bakan kepenkli pencereleri bulunmaktadır. Bazı örneklerde de zemin katlara dükkânlar yerleştirilmiştir.
Çeşme’nin sıcak bir iklime sahip olmasından ötürü evler dar sokaklar üzerinde sıralanmış ve böylece sıcağa karşı önlem olarak bu tip bir mimari uygulanmıştır. Evlerin pek azında yüksek duvarlı, gölgelikli küçük ön bahçeler veya avlular bulunmaktadır. Bununla beraber bu evlerin tümündeki ortak özellik arkalarındaki bahçelerdir. Evlerin girişleri ve avlu kapıları yuvarlak kemerlidir. Bazen de alt kat pencerelerinde yuvarlak kemerler kullanılmıştır.
Çoğunluğu iki kat, nadir olarak da üç katlı olan Çeşme evlerinin dükkânlı olanları merkezdeki çarşıda yoğunlaşmıştır. Bunlarda giriş katının bütünü dükkân olarak ayrılmış, yanlarındaki veya ortalarındaki kapıdan içeriye girilmektedir. Bazı evlerde dükkânların yerine çeşmeler yapılmıştır. Bu çeşmelerin üzerindeki kitabeler ve tarihler evlerin yapımı ile ilgili bilgiler vermektedir. Ayrıca Hıristiyan mahallelerinde ise evlerin alınlıklarına birer arma yerleştirilmiş ve bu armalar üzerine de yapım tarihleri yazılmıştır.

Bazı evlerin alt ve üstü mesken olarak kullanılmıştır. Bunlar kasaba merkezinin dışında kalan ve arkadaki tepelerde yapılmış evlerdir. Bu tür evlerin hepsinde de ortak özellik cephelerinin süslemeli oluşudur. Evlerin üst katlarında kendilerine özgü cumbalara yer verilmiştir. Bunlar ya evlerin ortasına ya da içerideki sofanın sonuna yerleştirilmiştir. Burada konsollara fazla ağırlık vermemek amacı ile daha hafif malzemeler kullanılmıştır. Köşe başındaki bazı evlerde ise dışarıya doğru 45 derecelik diyagonal çıkmalar yapılmıştır. Böylece bu çıkmalardan evin dışındaki üç taraf da rahatlıkla izlenebilmektedir. Bu cumbalar çoğunlukla üçgen alınlıklarla sona ermektedir. Cumbalar profilli taş konsollara, dökme demirden çıkmalara ve dövme demirden yapılmış payandalar üzerine oturtulmuştur. Bununla beraber bazı örneklerde cephe boyunca çıkmaların olduğu evler de görülmektedir. Özellikle köşe başlarındaki evlerde köşe dönüşleri yumuşatılmış, bunun için de köşe kırmaları yapılmıştır.
Çeşme evlerinde havalandırmaya büyük özen gösterilmiş, orta sofanın önü ve arkası tamamen pencerelidir. Çoğunlukla simetrik olarak yapılan evlerin bazılarına Sakız Tipi evler de denilmektedir.
Yapılanmada yumuşak köfeki taşından yararlanılmıştır. Evlerin bütünü taştan olduğu kadar, alt katları kâgir, üst katları ahşap karkaslı ve bağdadi sıvalı olanlar da görülmektedir. Bu tür yapıların döşeme kirişleri kalın ahşaptan ya da demir putrellerden yapılmıştır. Bunların üzerleri ahşap döşemelerle örtülmüştür. Evlerin giriş katlarında Malta taşından veya desenli karolardan avlular bulunmaktadır. Dış yüzeylerin çoğu sıvanmamış ve böylece taş işçiliğinin en güzel örnekleri burada sergilenmiştir. Bunun yanı sıra cepheleri sıvalı, kireç badanalı ve sarı ile yeşil renklerle boyanmış evler de görülmektedir. Genellikle de kapı ve pencere kenarlarının çivit rengi maviye boyanması da adet olmuştur. Bunun da nedeni halkın mavi boyalı yerlerden sivrisineklerin geçmediğine inanmalarıdır.
Cephede süslemelere geniş yer verilmiştir. Özellikle dar saçaklar, cumbalar, çeşitli çinko saç ve ahşap bordürlerle çevrelenmiştir. Bunların yanı sıra kabartma sıva ve kalem işi süslemelerine de yer verilmiştir. Ayrıca dövme demirden parmaklıklar, alçı tepe pencereleri, pencere üzerlerindeki ince taş plakalardan oluşmuş küçük gölgelikler ve saçaklar da Çeşme evlerinin başlıca özelliğidir.
Çeşme’nin Alaçatı Nahiyesi’ndeki evler de orijinal şekillerini koruyarak günümüze gelebilmiştir. Alaçatı evleri yöredeki diğer ilginç yapılanmayı göstermektedir. Günümüzde Çeşme’de görülemeyen mimari özellikler burada daha az bozulmuş olarak karşımıza çıkmaktadır. Alaçatı’nın en başta gelen özelliği de buradaki tepe üzerinde sıralanmış Yel Değirmenleridir. Günümüzde bu yel değirmenleri restore edilerek park içerisinde koruma altına alınmışlardır. Moloz ve kesme taştan, yuvarlak gövdeli olarak yapılan bu değirmenlerin içerisine yuvarlak kemerli bir kapıdan girilmektedir. Üzerleri de konik bir çatı ile örtülmüştür.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız